Anasayfa
Evet yoldaşlar yaşadığımız hayat nasıl bir hayattır? Açıkça söylemekten korkmayalım: Şu kısa ömrümüz yoksulluk içinde, sabahtan akşama kadar uğraşıp didinmekle geçip gidiyor. Dünyaya geldik ten sonra yaşamamıza yetecek kadar yiyecek verirler : işlerine yaramaz duruma geldiğimizde de korkunç bir acımasızlıkla boğazlarlar. İngiltere’de bir yaşına geldikten sonra, hiçbir hayvan mutluluk nedir bilmez , dinlenip eğlenmez. İngiltere’de hiçbir hayvan özgür değildir. Hayatımız sefillikten , kölelikten başka nedir ki! İşte, tüm çıplaklığıyla gerçek budur.
Peki bu durum , Doğanın bir yasası mıdır? Ülkemiz topraklarında yaşayanlara düzgün bir hayata sunamayacak kadar yoksul mudur? Hayır, yoldaşlar asla! İngiltere toprakları bereketlidir; havası suyu iyidir yurdumuzun bugün bu ülkede yaşayan hayvanlarda çok daha fazlasına yiyecek sağlayabilir. Yalnızca şu bizim çiftlik bile bir düzine atı ,yirmi ineği, yüzlerce koyunu besleyebilir; besleyebilir ne demek, onlara bugün bizim bile hayal edemeyeceğimiz kadar rahat ve onurlu bir hayat yaşatabilir. Öyleyse biz bu sefilliğe neden boyun eğelim?
İnsanlar, emeğimizle ürettiğimizin neredeyse tümünü bizden çalıyorlar. Tek bir sözcükte özetlenebilir: İnsan. Tek gerçek düşmanımız insandır. İnsan’ı ortadan kaldırın , açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir yeryüzünden.
İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez , yumurta vermez , sabanı çekecek gücü yoktur, tavşanı yakalayacak kadar hızlı koşamaz . Gene de , tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır, karşılığında onlara açlıktan ölmeyecekleri kadar yiyecek verir, geri kalanını kendisin ayırır. Bizse emeğimizle tarlayı sürer, gübremizle toprağı besleriz.
Öyleyse yoldaşlar bu hayatta başımıza gelen bütün kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı gün gibi açık değil mi? Şu insanoğlundan kurtulalım, emeğimizin ürünü bizim olsun.İşte o zaman zengin ve özgür olacağız . Öyleyse ne yapmalı! Gece gündüz var gücümüzle insan soyunu alt etmeye çalışmalı.
İşte söylüyorum yoldaşlar: ayaklanın ! Bu ayaklanma ne zaman gerçekleşir bilemem , bir haftaya kadar da olabilir , yüz yıla kadar da ; ama şu ayaklarımın altındaki samanı gördüğüm gibi görüyorum: Hak er ya da geç yerini bulacaktır. Yoldaşlar, şu kısa ömrümüzde bunu aklınızda çıkarmayın! Ve en önemlisi bu öğüdümü sizden sonra gelenlere iletin ki, gelecek kuşaklar zafere kadar savaşsın.
Peki bu durum , Doğanın bir yasası mıdır? Ülkemiz topraklarında yaşayanlara düzgün bir hayata sunamayacak kadar yoksul mudur? Hayır, yoldaşlar asla! İngiltere toprakları bereketlidir; havası suyu iyidir yurdumuzun bugün bu ülkede yaşayan hayvanlarda çok daha fazlasına yiyecek sağlayabilir. Yalnızca şu bizim çiftlik bile bir düzine atı ,yirmi ineği, yüzlerce koyunu besleyebilir; besleyebilir ne demek, onlara bugün bizim bile hayal edemeyeceğimiz kadar rahat ve onurlu bir hayat yaşatabilir. Öyleyse biz bu sefilliğe neden boyun eğelim?
İnsanlar, emeğimizle ürettiğimizin neredeyse tümünü bizden çalıyorlar. Tek bir sözcükte özetlenebilir: İnsan. Tek gerçek düşmanımız insandır. İnsan’ı ortadan kaldırın , açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir yeryüzünden.
İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez , yumurta vermez , sabanı çekecek gücü yoktur, tavşanı yakalayacak kadar hızlı koşamaz . Gene de , tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır, karşılığında onlara açlıktan ölmeyecekleri kadar yiyecek verir, geri kalanını kendisin ayırır. Bizse emeğimizle tarlayı sürer, gübremizle toprağı besleriz.
Öyleyse yoldaşlar bu hayatta başımıza gelen bütün kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı gün gibi açık değil mi? Şu insanoğlundan kurtulalım, emeğimizin ürünü bizim olsun.İşte o zaman zengin ve özgür olacağız . Öyleyse ne yapmalı! Gece gündüz var gücümüzle insan soyunu alt etmeye çalışmalı.
İşte söylüyorum yoldaşlar: ayaklanın ! Bu ayaklanma ne zaman gerçekleşir bilemem , bir haftaya kadar da olabilir , yüz yıla kadar da ; ama şu ayaklarımın altındaki samanı gördüğüm gibi görüyorum: Hak er ya da geç yerini bulacaktır. Yoldaşlar, şu kısa ömrümüzde bunu aklınızda çıkarmayın! Ve en önemlisi bu öğüdümü sizden sonra gelenlere iletin ki, gelecek kuşaklar zafere kadar savaşsın.
