Tasarım, Kodlama, Premium Accounts

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Tasarım, Kodlama, Premium Accounts

Tasarım, Kodlama, Premium Accounts


2 posters

    BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN

    Trouble
    Trouble
    R00T

    R00T


    Aktiflik :
    BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN Left_bar_bleue950 / 999950 / 999BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN Right_bar_bleue

    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1985
    Yaş : 32
    Uzmanlık : PS , PHP , HTML ,
    CSS , C , Tasarım
    Ruh Hali : BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN Psikop10
    Kayıt tarihi : 14/07/07

    Kişi sayfası
    CeuPuan: 999999999

    xzcv BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN

    Mesaj tarafından Trouble Çarş. Nis. 07, 2010 2:09 am

    BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN

    İnsan beyni mükemmel bir bilgisayar ve harikulâde bir öğrenme makinesidir. Einstein’in ifadesiyle Tanrı’nın bize en güzel hediyesidir. Harikulâde bir kapasite ile fevkalade güzel çalışıyor. En basit bir elektronik aletin bile kullanma kılavuzu var, onu okumadan kullanamıyorsunuz. Ama beyin öyle mi? Onu çocuklar bile kullanıyor.

    Allah, şefkat ve merhametinden dolayı bize böyle güzel ve tıkır tıkır işleyen bir organ vermiş. Bunu kullanmayı da zaman içinde öğretiyor.

    Dünyaca ünlü beyin cerrahı Prof. Gazi Yaşargil, bilgisayar iki boyutlu bir makine, insan beyni 11 boyutludur, diyor. (1)

    Bilgisayardaki exel, word, power point gibi farklı programları bile verimli kullanabilmek için kurs almak veya bilen birinden öğrenmek gerekiyor. Beynimizi de tam kapasite ve verimli kullanmak için onu iyi kullanan insanlardan öğrenmek gerekir. Kitap okumak, resim yapmak, eskilerin yaptığı buluşları öğrenmek, hayal kurmak, merak edip yeni bilgiler öğrenmek, bir bakıma beyni daha iyi kullanma yollarını öğrenmektir.

    Yeni beyin araştırmaları, beynimizin sanılandan daha kapasiteli olduğunu ve daha verimli kullanılabileceğini ortaya koydu. Beyinle ilgili bilinen ve söylenen pek çok şey yanlış. Eğitim ve alanına giren yanlışlar bile var. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse çok yaygın şu sözleri sıralayabiliriz:

    “Çok okuma beynin durur.”

    “Çok çalışma beynin sulanır.”

    “Tatilde çocuklara ödev vermeyin, dinlensinler.”

    “Yeni beyin araştırmalarına göre, 70 yıllık bir insan ömründe beynimiz her saniye 11 olay kaydeder. Buna rağmen beynimizde potansiyel olarak kullanılmayı bekleyen büyük bir alan vardır. (2)

    Dahilerin bile beyin kapasitelerinin % 10-15 oranında kullandığı sanılıyor. Beyni bir bilgisayar hafızasına benzetirsek, harddiskte her zaman ve çok büyük boş yer bulunuyor.



    BEYNİN ÖĞRENME KAPASİTESİ



    İngiliz Beyin Araştırmacısı Tony Buzan, beynin öğrenme kapasitesinin sınırsız olduğunu söylüyor.

    7 ton ağırlığındaki Cray bilgisayarı, bir saniyede 400 milyon hesaplama yapsa bile beynin bir dakikada yapabildiğini başarabilmesi 100 yıl gibi bir zaman alabilir. (3)

    Bu durum gösteriyor ki beynimizi daha verimli kullanabiliriz. Onun kapasitesinin dolduğu falan yok.

    Hele yaşlandıkça insan beyninin durduğu, artık insanların öğrenemediği şeklindeki yargılar tamamen yanlış. İnsan beyni, her zaman öğrenmeye devam etmektedir.

    Beynimizdeki nöron denilen sinir hücrelerinden oluşuyor. Bilim adamları, beyin hücrelerinin ahtapotun kolları gibi kolları olduğunu keşfetti. Bilgiler, bir hücreden ötekine bu kollar vasıtasıyla iletiliyor. Yeni beyin araştırmaları, insanın yeni bilgiler öğrendikçe nöronlarda yeni çıkıntılar meydana geldiğini ortaya koydu. Bu çıkıntılar, çok büyük yüzeye sahip.

    Beyinde yaklaşık 120 milyar nöron bulunuyor. Kapasite olarak her insan benzer bir nöron deposuna sahip. Hepimiz Einstein, Mimar Sinan, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Bediüzzaman, İbni Sina, Edison gibi benzer bir beyin kapasitesine sahibiz.

    Nöronlar kullanıldıkça nöron yüzeyinde çıkıntılar meydana geliyor ve nöronlar arasında iletişim bağlantıları kuruluyor. İnsanlar arasındaki zekâ farkı burada meydana geliyor. Yeni bilgiler öğrenerek beyin hücrelerini geliştirenler, daha zeki ve başarılı oluyor.

    Zekâ ölçüsü, beynin küçüklüğü ve büyüklüğü değil; nöronların verimli kullanılmasıdır.

    Profesör Pyotr Anokhin, araştırmaları sırasında zekâyı, nöronların üzerindeki çıkıntıların belirlediğin keşfetmiştir. Nöronlar üzeride meydana gelen her çıkıntı, diğerleriyle bağlantılıdır. Diğer hücreler ile elektro-kimyasal iletişimler kurar. Her beyinde öğrendikçe artan ve trilyonları bulan bu çıkıntılar, birbirine kenetlenmiş bir model oluşturur.

    Prof. Anokhin, ömrünün son yıllarında, beyin hücrelerinin kurabileceği bu sinaptik bağlantıları hesaplamış ve şu yargıya varmıştır:

    “Hiç kimse beyin kapasitesinin tamamını kullanamaz.”

    Prof. Anokhin’in hesaplarına göre; beyindeki sinaptik bağlantıların sayısı, 1’in yanına eklenecek 10 milyon kilometrelik sıfır dizisi uzunluğundadır.



    BEYNİ VERİMLİ KULLANMA VE ZEKÂYI ARTIRMA



    Araştırmalar gösteriyor ki insan ömür boyu öğrenmeye devam ediyor. Beynin en hızlı geliştiği dönem sıfır ile ergenlik çağı arasındaki dönemdir. Ergenlik çağında beyin hızlı gelişimin tamamlıyor. Fakat öğrenme devam ediyor ve nöronlarda yeni çıkıntılar meydana geliyor. Yaşlandıkça nöronların üzerinde meydana gelen çıkıntılar artıyor.

    Beyin kıyaslayarak öğreniyor. Yeni öğrenilen bilgileri eskileri ile kıyaslıyor. Bu sebeple, yaşlı insanlar daha iyi öğrenme stratejisine sahip. Beyinde bilgi yoksa, beynin karşılaştırabileceği bir kriter yok, demektir. O zaman hafıza gelen bilgiyi kıyaslamadan kaydedecektir.

    Beyindeki verimlilik, onu kullanma oranında artıyor. Diyelim ki herkes benzer bir donanıma sahip. Bunu bilgisayarın ana hafızasına (hardware) benzetelim. Bu hafızayı programlar ve yazılımlar (software) ile donatır ve kullanırsak onu daha verimli kullanmış oluruz. Zeki olup olmamak buna bağlı.

    Beyin kapasitesini en iyi ve verimli kullanan daha zekidir. Bu sebeple okumak, bilgi sahibi olmak, haya kurmak, yeni şeyler öğrenmek insanın zekâsını ve verimliliğini artırır.

    İnsanın sağ ve sol beynini birlikte kullanması verimliliği artırıyor. Bilindiği gibi sol beyin, bilgiyi öğrenme, ezberleme, mantıklı düşünme, analiz yapma, matematik işlemler yapıyor.

    Sağ beyin ise hayal kuruyor, resim çekiyor, rüya görüyor, yeni şeyler düşünüyor, hacimle, resimle, müzikle ilgileniyor. Yenilikçi, buluşçu, sezgici ve sanatçıdır.

    İki beyin küresini birlikte ve etkili kullanmak, beynin verimliliğini artırıyor. Tony Buzan, iki yarım küreyi birlikte kullanmayı iki ayakla yürümeye benzetiyor. Tek ayakla yürüyen, iki ayakla yürüyene hiçbir zaman yetişemez.

    Bizim eğitim sistemi, analitik düşünmeye, mantıklı olmaya, rasyonelizme, bilgiyi ezberlemeye çok önem veriyor. Sol beyni ağırlıklı kullanıyor ve sağ beyni ihmal ediyor. Böyle bir sistemde sağ beyin ihmal ediliyor ve köreliyor.

    Halbuki sanat, buluş, icat, keşif sağ beynin fonksiyonları. Sağ beyin öğrenmede daha etkili. Eğitim sisteminde sağ beyne gereken önem verilmelidir. Günlük hayatta da sağ beyin yarım küremizi kullanmayı önemsemeliyiz.
    SAĞ BEYİN RESİM ÇEKER



    Fatih Sultan Kolejinde velilere, “Evde ve Okulda Başarılı Eğitimin Sırları” konulu bir konferans veriyordum. Birden veliler içindeki bir yüzün tanıdık olduğunu fark ettim. Bu dost, Kasımpaşa’da oturduğumuz yıllarda komşumuz olan bir hanımdı. 16 sene önce Kasımpaşa’dan taşınmıştık. Hafızamı yokladım. Komşunun adını kayıtlarda bulamadım.

    Kendisine, komşu hoş geldiniz, diyerek iltifat ettim. Memnun oldu, gülümsedi ve beni başıyla selamladı. Konferansımı büyük bir dikkat ve ilgiyle takip etti.

    Bu durum, benim de hoşuma gitti. Konferans verenler bililer, dinleyicileriniz ne kadar ilgi ve dikkatle dinlerse konuşmaktan o kadar keyif alırsınız. Birkaç kişi esnemeye, hatta uyumaya başlarsa keyfiniz kaçar. Hatta salondan çıkanlar olursa, bu iş sıkmaya başladı, bir an önce bitirmeliyim, diye düşünürsünüz.

    Konferansın ortalarına doğru komşumuzun ismi hatırama düştü. Konferans süresi içinde hafıza merkezi, eski kayıtları taramış ve komşumuzun ismini bulup çıkarmıştı. Slayt gösterisi yapıyordum. Hemen hafızamın sunduğu bu jesti değerlendirdim:

    “Kadriye Hanım, sizden rica etsem, bu slaytı okur musunuz?”

    Kadriye Hanımın mutluluğu yüzünden okunuyordu. Sadece komşu olarak değil, ismiyle de hatırlanmıştı.

    “Tabii, okurum.”dedi ve slaytı güzel bir şekilde okudu.

    Netice olarak sağ beynim komşumuz Kadriye Hanımın yüz resmin çekmiş ve hafızaya kaydetmişti. Sol beyin lobum ise ismini öğrenip yazmıştı. Sağ beyin lobu, sol beyin yarım küresinden önce davranıp Kadriye Hanımın yüzünü hatırladı. Sol beyin lobu ise nice zaman sonra ismini bulup çıkardı. Her zaman bu kadar şanslı olmadığımızı, bazen çok iyi tanıdığımız bir yüzün ismini bir türlü hatırlayamadığımızı hepimiz biliriz.

    Sağ beyin lobu öğrenmede daha etkilidir. Onun için öğrenmeye onu dahil etmeliyiz. Bilgiyi mümkün olduğu kadar resimli hâle getirmeliyiz. Şekil, resim ve grafikler çizerek bilginin sağ beyin yarım küresi tarafından da öğrenilmesini sağlamalıyız.

    Sağ beynimiz devamlı fotoğraf çekmeye ve bunları depolamaya devam ediyor. Çektiği resimleri, daha önceki bilgilerle karşılaştırıyor, sınıflandırıyor, bunlar üzerine düşünüyor, yeni düşünceler üretiyor.

    Büyük usta Mimar Sinan’ın emekliye ayrılmadığı ve ömrünün sonuna kadar mükemmel eserler verdiği, Edirne’deki Selimiye Camisini 80 yaşında yaptığı biliniyor. Pablo Picasso’nun en güzel eserlerini 90 yaşında iken yapmıştır. (4)

    Beyin basit bir beslenme sistemine sahip. Sadece glikozla besleniyor ve oksijen tüketiyor.

    Beyin kapasitemizi daha iyi ve verimli kullanmak elimizde. Onun nasıl öğrendiğini, bilgiyi nasıl depoladığını, nasıl sakladığını, bilgilerin hafızada daha uzun süre saklanması için neler yapılması gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Yeni beyin araştırmaları, bu konularda bize yardım ediyor.

    ABD’de insanlar, % 70 oranında sol beyin faaliyeti, % 30 oranında sağ beyin faaliyetin bulunuyorlar. (5)

    Bizim eğitim sistemi; sanata, sezgiye, müziğe, rüyaya, duaya ve metafizik konulara şaşı bakıyor. Bu alanlar, sağ beynin çalıştığı alan. Ezberci eğitim sistemi hep sol beyin yarım küresin kullanır.

    Önemli olan beynimizin sol ve sağ yarım kürelerini eşit oranda ve dengeli kullanabilmektir. İki yarım küreyi birlikte kullanmak, iki ayakla yürümek demek olduğuna göre, tek ayakla yürümek, kimseyi çok başarılı yapmaz.



    HAYAL ETMEK VE BİLİM



    Einstein 7 yaşına kadar zor konuştu, kekemeydi. Öğretmeni, “senden bir şey olmaz.” demişti.

    Hayat gücünü en etkili kullanan bilim adamıydı. Öldüğü zaman açılmak üzere bir mektup bırakmıştı. Mektupta yazdığı şeyler son derece mütevazıca idi:

    “Kendimin diğer insanlardan daha zeki olduğunu düşünmüyorum. Onlardan tek fakrım, hayal gücümü daha etkin kullanıyorum.”

    Başka bir defasında da “Hayal etmek, ilimden önemlidir.” demişti.

    Öldüğü zaman beyni tartıldı. Normal bir insan beyninin ¾’ü kadar bir beyne sahipti. Onu Einstein yapan, beyin ağırlığı değil, beynini kullanış biçimiydi.

    Farklı düşünmesini ve hayal etmesini biliyordu.

    1980 yılında ABD’nin Berkeley’deki Californie Üniversitesinde sinir-anatomisi uzmanı Marian Diamond, beyni etkili kullanma ile ilgili bir araştırma yaptı ve o güne kadar pek farkına varılmayan bir şey keşfetti:

    “Diamond, merkezi sinir sistemi insana benzeyen fareler üzerinde yapılan deneyler yaptı. Yeni doğan fareleri ikiye ayırdı. Birinci grup sadece kafeste beslendi. İkinci grup, içinde çeşitli labirentler ve renkli oyuncaklar bulunan kafese koydu. Gözlemler sonucunda labirent ve renkli oyuncakların bulunduğu bölümde yetişen farelerin daha zeki olduğu anlaşıldı. Daha sonra her iki gruptan fareler alında ve incelemeler yapıldı. Labirent ve renkli oyuncakların bulunduğu bölümde yaşayan farelerin beyin nöronları arasında % 40 oranında daha fazla bağlantı olduğu görüldü.

    Sinaptik bağlantılar şu etkinlikler sonucu oluşuyor:
    1. Beynini kullanma
    2. Düşünme
    3. Kendi kendisini sorgulama
    Hayal gücünü kullanma.

    Beyindeki nöronlar arasında sinaptik bağlantılar kurabilmek kişinin kendi elindi. Herkes kendi beyninin mimarı. Esas olan düşünmeyi, öğrenmeyi, hayal etmeyi öğrenmektir.

    Einstein, “Eğitim öğrenilen bilgiler unutulduktan sonra geriye kalan şeydir.” der. (6)

    Her insan deha potansiyeline sahiptir.

    1093 buluşa imza atan Thomas Edison, babam benim aptal olduğumu düşünüyordu, der.

    Yapılması gereken onu beslemek ve geliştirmektir. Beyindeki nöronlar arasında bağlantıları artırmak isteyen, okumalı, düşünmeli, hafızasını verimli kullanmalı ve zekâsını geliştirmelidir.



    Kaynaklar:

    1. Prof. Dr. Sefa Saygılı, Beyin ve Ruh, Elit Yayınları, s. 95.

    2. Sağ Beyin Yöneticisi, Dr. Harry Alder, Kariyer, s. 11, 2000 İstanbul.

    3. Age, s.14.

    4. Beyin Gücünü Etkili Kullanma Sanatı, Prof. Sefa Saygılı, Ali Erkan Kavaklı, Nesil, İstanbul 2009.

    5. Aklını En İyi Şekilde Kullan, Tony Buzan, s. 42.

    6. Mega Hafıza, Melih Safi Duyar, Ocak 2007, sayı 37, s.8.
    UnderTaker
    UnderTaker
    Daimi Üye
    Daimi Üye


    Aktiflik :
    BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN Left_bar_bleue10 / 99910 / 999BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN Right_bar_bleue

    Mesaj Sayısı : 50
    Uzmanlık : Null
    Kayıt tarihi : 24/03/10

    xzcv Geri: BEYNİNİZİ ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANIN

    Mesaj tarafından UnderTaker Çarş. Nis. 07, 2010 2:10 am

    saol güzel paylaşım

      Forum Saati Perş. Kas. 21, 2024 11:21 pm