Gelişen Teknoloji Ve Çocuk..
İçerisinde bulunduğumuz yüzyıl, telefon, bilgisayar, televizyon vs. teknolojik araç ve gereçlerin, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesini sağlamaktadır.
Çocukluk evreleri, insan hayatının en önemli evresidir ki bu sebeple de insan hayatına asıl yönü çocukluk döneminde vermektedir.
Günümüz teknolojisi, her yaştan, her gruptan insanı etkisi altına almış durumda. Fakat çocuklar içinse bu apayrı bir durumdadır.
Teknoloji kullanımı çocuklara küçük yaşta verilmelidir, Aksi takdirde çocuklar uzak kaldığı şeylerden korkar ve bir daha yanaşmak istemezler. Bu sebeple çocuklara teknoloji’nin küçük yaşta, dengeli biçimde öğretilmesi gerekir. Çocuğun büyüdüğü ortamda, teknoloji kullanımını bilen, bu yetkinliği kazanan kişilerin olması gerekir, yahut çocuğun bu yetkinliği kazanabileceği birileri ile bulunması önemlidir.
Yapılan araştırmalarda bilgisayarda fazla vakit geçiren çocukların ve gençlerin sosyal ilişkilerinin giderek yalnızlaştığı belirtiliyor.
Televizyonlarda aşırı şekilde işlenen şiddet temaları ve hatta çizgi filmlere kadar giren bu temalar, çocuklara şiddeti gayet normal bir şekilde gösteriyor. Bu da sosyal bir facia’nın başladığını göstermekte. Sosyal hayattan yavaş yavaş kopan küçük bireyler, şiddetin normalleştirildiği aynı zamanda gayet olağan bir dünyada yaşadıkları hissine kapılıyorlar. Sahnede işlenen ölçüsüz şiddet temaları zamanla onları merhamet ve dayanışma duygusundan yoksun bırakıyor. Şiddete karşı duyarsızlaşan bireyler zamanla şiddetin bir çözüm önerisi olduğuna, istedikleri takdirde rahatça kullanabilecekleri kanısına kapılıyorlar.
Çocukları böylesine yanlış durumlara iten sebepler; Teknolojinin şüphesiz bilinçsiz kullanılması (buna müsade edilmesi), Ebeveynlerin böylesi ciddi konularda duyarsız ve bilinçsiz olması…vs sayılabilir.
Teknoloji’nin zararlı hale dönüşmesi, katmanlı bir şekilde tüm yaş gruplarına da tesir ediyor. Örneğin; televizyonda çıkan reklamların etkisi altına aldığı bebekler, reklamı gördükleri vakit tüm aile bireylerinden kopmaya başlarlar. Ne zaman ki reklamlar biter, bebekler o zaman tekrar hayata dönerler. Kimi zaman ebeveyn’lerin televizyonları bakıcı olarak kullanması, bunu da gayet normal bir olay olarak görmesi olayın ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.
Katmanın biraz daha üst tarafında küçük yaşta bilgisayar kullanıcıları geliyor, yeni yeni internetle tanışan kullanıcıların genel olarak dikkatlerini çeken internet’in sunduğu "Hayatın Karanlık Tarafları" oluyor. İşin bu kısmı da ilgilerini çekiyor onların, yahut şiddet gibi bağlıyor kendilerine.
Bu kısımda bilmeleri gereken konu; “Hayatta sevmek de var, paylaşmak var, özgürlük, mutluluk gibi güzel şeyler var" cümleleridir. Bilmeleri gereken; “Hayatta her şeyin karanlık olmadığı, güzel şeylerinde olduğu”.
Onları alarak hayatın içinde, sokaklarda, meydanlarda, bahçelerde hayatın olduğu yerlerde, sevmenin, sevilmenin, acının ve Kederin olduğunu, hayatın bilgisayar ve televizyonlardaki kadar hızlı olmadığını görebilecekleri yerlerde gezdirmelisiniz. Hayatı izleyerek, kafalarında kurdukları senaryoların sırf şiddetten ibaret olmaması gerektiğini,görmesini sağlamalısınız
Çocuklarımız Teknolojiyi Nasıl Kullanmalı ? Biz Neler Yapmalıyız ?
Yukarıda bilinçsiz teknoloji’nin ne tür sonuçlar doğurabileceğini sıraladık. Peki bizler böylesi durumların yaşanmaması için neler yapmalıyız ?
Öncelikle çocukların sevdiği programları denetim altına almalıyız.Onlar için yararlı olduğunu düşündüğümüz programları bir şekilde onlara sevdirmeye çalışmalı, televizyondaki psikopat ve serseri figürlerin topluma zararlı olduğunu anlatarak, onların bu tür figürleri kendilerine
örnek olarak seçmelerine engel olmaya çalışmalıyız. Çocuklar bulundukları yaşları itibari ile, oyunlara fazlasıyla düşkündürler. Onları zeka oyunları türünde oyunlara yönlendirmeli,zamanlarını çalarak sosyal alemden uzaklaştıran oyunlardan uzak tutmaya gayret etmeliyiz.
Yatak odalarında mümkün mertebe teknolojik ürün bulundurmamaya, varsa bile kontrolunüz altında bulundurmaya gayret edin.
Amerikan Kalp Derneğinin yaptığı açıklamaya göre ;
13-16 Yaş arası çocukların, günde 6.5 Saat’ten az yatmaları halinde, ileride yüksek tansiyon gibi hastalıklara yakalanma risklerinin yüksek olduğu
söyleniyor. Araştırmaya göre, çocukların büyük bölümü, 8-9 Saatlik uyku yerine geç saatlere kadar ya da gecenin bir yarısı kalkarak televizyon izliyor, müzik dinliyor veya arkadaşları ile mesajlaşıyor ve vücudun ihtiyacı olan uykuyu alamıyor.
Minnesota Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü’ndeki bazı araştırmacıların raporuna göre de odalarında televizyon bulunan çocuklar, bulunmayanlara göre daha çok abur cubur tüketiyor ve daha az fizik kültür aktivitesinde bulunuyor.
Teknolojinin çocuklarımızı kullanması yerine, çocuklarımızın teknolojiyi kullanmasını sağlamalıyız.
İçerisinde bulunduğumuz yüzyıl, telefon, bilgisayar, televizyon vs. teknolojik araç ve gereçlerin, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesini sağlamaktadır.
Çocukluk evreleri, insan hayatının en önemli evresidir ki bu sebeple de insan hayatına asıl yönü çocukluk döneminde vermektedir.
Günümüz teknolojisi, her yaştan, her gruptan insanı etkisi altına almış durumda. Fakat çocuklar içinse bu apayrı bir durumdadır.
Teknoloji kullanımı çocuklara küçük yaşta verilmelidir, Aksi takdirde çocuklar uzak kaldığı şeylerden korkar ve bir daha yanaşmak istemezler. Bu sebeple çocuklara teknoloji’nin küçük yaşta, dengeli biçimde öğretilmesi gerekir. Çocuğun büyüdüğü ortamda, teknoloji kullanımını bilen, bu yetkinliği kazanan kişilerin olması gerekir, yahut çocuğun bu yetkinliği kazanabileceği birileri ile bulunması önemlidir.
Yapılan araştırmalarda bilgisayarda fazla vakit geçiren çocukların ve gençlerin sosyal ilişkilerinin giderek yalnızlaştığı belirtiliyor.
Televizyonlarda aşırı şekilde işlenen şiddet temaları ve hatta çizgi filmlere kadar giren bu temalar, çocuklara şiddeti gayet normal bir şekilde gösteriyor. Bu da sosyal bir facia’nın başladığını göstermekte. Sosyal hayattan yavaş yavaş kopan küçük bireyler, şiddetin normalleştirildiği aynı zamanda gayet olağan bir dünyada yaşadıkları hissine kapılıyorlar. Sahnede işlenen ölçüsüz şiddet temaları zamanla onları merhamet ve dayanışma duygusundan yoksun bırakıyor. Şiddete karşı duyarsızlaşan bireyler zamanla şiddetin bir çözüm önerisi olduğuna, istedikleri takdirde rahatça kullanabilecekleri kanısına kapılıyorlar.
Çocukları böylesine yanlış durumlara iten sebepler; Teknolojinin şüphesiz bilinçsiz kullanılması (buna müsade edilmesi), Ebeveynlerin böylesi ciddi konularda duyarsız ve bilinçsiz olması…vs sayılabilir.
Teknoloji’nin zararlı hale dönüşmesi, katmanlı bir şekilde tüm yaş gruplarına da tesir ediyor. Örneğin; televizyonda çıkan reklamların etkisi altına aldığı bebekler, reklamı gördükleri vakit tüm aile bireylerinden kopmaya başlarlar. Ne zaman ki reklamlar biter, bebekler o zaman tekrar hayata dönerler. Kimi zaman ebeveyn’lerin televizyonları bakıcı olarak kullanması, bunu da gayet normal bir olay olarak görmesi olayın ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.
Katmanın biraz daha üst tarafında küçük yaşta bilgisayar kullanıcıları geliyor, yeni yeni internetle tanışan kullanıcıların genel olarak dikkatlerini çeken internet’in sunduğu "Hayatın Karanlık Tarafları" oluyor. İşin bu kısmı da ilgilerini çekiyor onların, yahut şiddet gibi bağlıyor kendilerine.
Bu kısımda bilmeleri gereken konu; “Hayatta sevmek de var, paylaşmak var, özgürlük, mutluluk gibi güzel şeyler var" cümleleridir. Bilmeleri gereken; “Hayatta her şeyin karanlık olmadığı, güzel şeylerinde olduğu”.
Onları alarak hayatın içinde, sokaklarda, meydanlarda, bahçelerde hayatın olduğu yerlerde, sevmenin, sevilmenin, acının ve Kederin olduğunu, hayatın bilgisayar ve televizyonlardaki kadar hızlı olmadığını görebilecekleri yerlerde gezdirmelisiniz. Hayatı izleyerek, kafalarında kurdukları senaryoların sırf şiddetten ibaret olmaması gerektiğini,görmesini sağlamalısınız
Çocuklarımız Teknolojiyi Nasıl Kullanmalı ? Biz Neler Yapmalıyız ?
Yukarıda bilinçsiz teknoloji’nin ne tür sonuçlar doğurabileceğini sıraladık. Peki bizler böylesi durumların yaşanmaması için neler yapmalıyız ?
Öncelikle çocukların sevdiği programları denetim altına almalıyız.Onlar için yararlı olduğunu düşündüğümüz programları bir şekilde onlara sevdirmeye çalışmalı, televizyondaki psikopat ve serseri figürlerin topluma zararlı olduğunu anlatarak, onların bu tür figürleri kendilerine
örnek olarak seçmelerine engel olmaya çalışmalıyız. Çocuklar bulundukları yaşları itibari ile, oyunlara fazlasıyla düşkündürler. Onları zeka oyunları türünde oyunlara yönlendirmeli,zamanlarını çalarak sosyal alemden uzaklaştıran oyunlardan uzak tutmaya gayret etmeliyiz.
Yatak odalarında mümkün mertebe teknolojik ürün bulundurmamaya, varsa bile kontrolunüz altında bulundurmaya gayret edin.
Amerikan Kalp Derneğinin yaptığı açıklamaya göre ;
13-16 Yaş arası çocukların, günde 6.5 Saat’ten az yatmaları halinde, ileride yüksek tansiyon gibi hastalıklara yakalanma risklerinin yüksek olduğu
söyleniyor. Araştırmaya göre, çocukların büyük bölümü, 8-9 Saatlik uyku yerine geç saatlere kadar ya da gecenin bir yarısı kalkarak televizyon izliyor, müzik dinliyor veya arkadaşları ile mesajlaşıyor ve vücudun ihtiyacı olan uykuyu alamıyor.
Minnesota Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü’ndeki bazı araştırmacıların raporuna göre de odalarında televizyon bulunan çocuklar, bulunmayanlara göre daha çok abur cubur tüketiyor ve daha az fizik kültür aktivitesinde bulunuyor.
Teknolojinin çocuklarımızı kullanması yerine, çocuklarımızın teknolojiyi kullanmasını sağlamalıyız.