Roma kulübü, Roma’da yerleşik, insanlığın geleceği ve yaşam alanları hakkında düzenli ekspertizlerin yayımlayan, uluslararası patformda saygı gören bir kuruluştur. 1968 yılında FIAT-Menajeri Aurelio Peccei ve İskoç bilim adamı Alexander King tarafından, yaklaşık yüz bilim adamı, ekonomi yöneticisi, filozof ve endüstri adamının politikadan bağımsız olarak bir araya gelmesiyle kurulmuştur. Açıklanmış hedefi, insanlığın durumuile ilgili sürekli araştırma yaparak politika, ekonomi ve toplumda karar veren seviyedeki insanların, global sorunlara ve olası hatalı gelişimlere zamanında dikaktini çekmek ve onları harekete geçirmektir.
Roma Kulübü’nün teşebbüsleri ile 1972'de, sonradan ünlü olan, Büyümenin Sınırları başlağıyla, Meadows Raporu yayımlar ve dünya çapında ilgi uyandırır. Bilgisayar modellerine dayanan bu gelecek ekspertizi, XXI. yüzyılın ortalarında global bir facia olacağı tahminide bulunuyordu. Beş alan olan nüfus gelişimi, endüstri üretimi, yiyecek maddesi üretimi, çevre kirliliği ve ham madde tüketimi konularında elde edilen büyüme eğrilerine göre, ekstropalasyonlarla müstakbel gelişimler ortaya konmuştu. Sonuçlar çok açıktı: Ham madde rezevleri aşamalı olarak tükenecekti. Altın, civa, gümüş, kalay ve çinko dokuz ile on sekiz sene içinde ( 1970'ten itibaren hesaplanarak ), petrol, doğal gaz, bakır ve kurşun yaklaşık yirmi yıl içinde tükenecekti. Üretim aynı seviyede kalırsa 2000 yıllarında endüstri ve yiyecek maddesi nedeniyle tarımsal kullanılabilir alanlar o kadar azalacaktı ki, yeni tarla açılması ile dengeleme mümkün olmayacaktı. Sonuçta insanlık yiyecek sıkıntı çekecekti ve bu da nüfus sayısı ile endüstri üretimini hızla bir biçimde düşürecekti. Çevre, geri dönüşü olmayacak derecede kirlenecek ve tahrip edilecekti. Netice: Eğer büyüme durdurulamazsa, insanlık kendi yaşam temellerini imha edecekti.
Meadows Raporu gelişime inana tekniker ve iradeciler arasında bile şok etkisi yarattı. Yazarın ekoloji uzmanı veya çevre korumacı değil de, bilakis itibarlı Massachusetts Institue Of Technology’de ( MIT/ Massachusetts Teknoloji Enstitüsi ) sadece katı gerçeklere dayanan ve rakamları konuşturan matematik ve bilgisayar uzmanı olması nedeniyle şok daha da büyümüştü. Yani, mutlak prognostik veya prospektif metotları ile daha önceki on yıllardaki gelişim ve büyüme refahını hareket geçirmiş uzmanlardan birisiydi. Tabii ki bir süre sonra karşı ekspertizler ortaya çıktı. Çok sayıda yazar Meadows Raporu’nu kontrol etmeye koyuldu. Gerçekten de bir dizim söylem açıkça çürütüldü. Örneğin, dünya altın rezevlerinin 1979 yılında tükeneceği tahmininin yanlış olduğu, çok kısa bir süre sonra ispatlandı. Yine de eleştirmenler Roma Kulübü’nün uyarılarının etkisinden kurtulamıyorlardı: Her büyümenin bir sonu olduğu ve büyüme ne kadar hızlı olursa bu sonun okadar çabuk yaklaştığı, ilk kez geniş bir kamuoyunun bilincine yerleşmişti.
Aslında Meadow’un ön söylemde bulunduğu global doğa felaketinin gerçekten bildirilen zamanda meydana gelip gelmeyeceği çok da önemli değildir. Muhtemelen gelecek araştırmasında önemli olan, bunların ön söyleninin zaman açısından onaylanması değildir. Açık hedefleri, daha çok insanları harekete geçirmek ve kamu görüşünü gerekli değişiklikler ve önlemler doğrultusunda değiştirmektir. Böylece günümüz toplumunda, antik dönemdeki orakllar ile aynı fonksiyonu yerine getirmişlerdir. Eski Yunanlılar profesyonel gelecek yorumcularından, geleceğin neler getirdiğinden çok, gelecekte olası gelişimler ile ilgili notlar bekliyorlardı ve böylelikle bu gelişimlerin gidişatının belirli koşulları altında değiştirilmesi amaçlanıyordu. Yani orakl, bugünkü gelecek tahmini gibi; geleceğin insanların kendi isteği doğrultusunda tasarlanması konusunda bir arar vermede yardım sağlıyordu.
Prognostik: Alamet; gelceği gösteren
Prospektif: Beklenen; umut edilen
Roma Kulübü’nün teşebbüsleri ile 1972'de, sonradan ünlü olan, Büyümenin Sınırları başlağıyla, Meadows Raporu yayımlar ve dünya çapında ilgi uyandırır. Bilgisayar modellerine dayanan bu gelecek ekspertizi, XXI. yüzyılın ortalarında global bir facia olacağı tahminide bulunuyordu. Beş alan olan nüfus gelişimi, endüstri üretimi, yiyecek maddesi üretimi, çevre kirliliği ve ham madde tüketimi konularında elde edilen büyüme eğrilerine göre, ekstropalasyonlarla müstakbel gelişimler ortaya konmuştu. Sonuçlar çok açıktı: Ham madde rezevleri aşamalı olarak tükenecekti. Altın, civa, gümüş, kalay ve çinko dokuz ile on sekiz sene içinde ( 1970'ten itibaren hesaplanarak ), petrol, doğal gaz, bakır ve kurşun yaklaşık yirmi yıl içinde tükenecekti. Üretim aynı seviyede kalırsa 2000 yıllarında endüstri ve yiyecek maddesi nedeniyle tarımsal kullanılabilir alanlar o kadar azalacaktı ki, yeni tarla açılması ile dengeleme mümkün olmayacaktı. Sonuçta insanlık yiyecek sıkıntı çekecekti ve bu da nüfus sayısı ile endüstri üretimini hızla bir biçimde düşürecekti. Çevre, geri dönüşü olmayacak derecede kirlenecek ve tahrip edilecekti. Netice: Eğer büyüme durdurulamazsa, insanlık kendi yaşam temellerini imha edecekti.
Meadows Raporu gelişime inana tekniker ve iradeciler arasında bile şok etkisi yarattı. Yazarın ekoloji uzmanı veya çevre korumacı değil de, bilakis itibarlı Massachusetts Institue Of Technology’de ( MIT/ Massachusetts Teknoloji Enstitüsi ) sadece katı gerçeklere dayanan ve rakamları konuşturan matematik ve bilgisayar uzmanı olması nedeniyle şok daha da büyümüştü. Yani, mutlak prognostik veya prospektif metotları ile daha önceki on yıllardaki gelişim ve büyüme refahını hareket geçirmiş uzmanlardan birisiydi. Tabii ki bir süre sonra karşı ekspertizler ortaya çıktı. Çok sayıda yazar Meadows Raporu’nu kontrol etmeye koyuldu. Gerçekten de bir dizim söylem açıkça çürütüldü. Örneğin, dünya altın rezevlerinin 1979 yılında tükeneceği tahmininin yanlış olduğu, çok kısa bir süre sonra ispatlandı. Yine de eleştirmenler Roma Kulübü’nün uyarılarının etkisinden kurtulamıyorlardı: Her büyümenin bir sonu olduğu ve büyüme ne kadar hızlı olursa bu sonun okadar çabuk yaklaştığı, ilk kez geniş bir kamuoyunun bilincine yerleşmişti.
Aslında Meadow’un ön söylemde bulunduğu global doğa felaketinin gerçekten bildirilen zamanda meydana gelip gelmeyeceği çok da önemli değildir. Muhtemelen gelecek araştırmasında önemli olan, bunların ön söyleninin zaman açısından onaylanması değildir. Açık hedefleri, daha çok insanları harekete geçirmek ve kamu görüşünü gerekli değişiklikler ve önlemler doğrultusunda değiştirmektir. Böylece günümüz toplumunda, antik dönemdeki orakllar ile aynı fonksiyonu yerine getirmişlerdir. Eski Yunanlılar profesyonel gelecek yorumcularından, geleceğin neler getirdiğinden çok, gelecekte olası gelişimler ile ilgili notlar bekliyorlardı ve böylelikle bu gelişimlerin gidişatının belirli koşulları altında değiştirilmesi amaçlanıyordu. Yani orakl, bugünkü gelecek tahmini gibi; geleceğin insanların kendi isteği doğrultusunda tasarlanması konusunda bir arar vermede yardım sağlıyordu.
Prognostik: Alamet; gelceği gösteren
Prospektif: Beklenen; umut edilen